Becerikli, bu muafiyetin engelli sivil toplum örgütlerinin uzun süren çabaları sonucunda hayata geçirildiğini ve engellilerin seyahat özgürlüğünü ve toplumsal yaşama katılımlarını artırmayı amaçladığını vurguladı. Özellikle %90 ve üzeri engel oranına sahip bireyler için büyük önem taşıyan bu hakkın, Bakan Şimşek'in süreyi on yıla çıkararak engellileri teknolojik olarak geri kalmış araçlara mahkum etme çabalarıyla eleştirildiğini dile getirdi. Ayrıca, engellilerin ölümü durumunda yakınlarından ÖTV tahsil edilmesinin, engelli ailelerini daha da zor durumda bırakacağı görüşünde birleşildi.

Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen Sosyal Devlet ilkesi ve 5. maddede yer alan temel hak ve hürriyetleri koruma yükümlülüğü göz önünde bulundurularak, engellilere yönelik alınan tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olamayacağı vurgulandı. Anayasa'nın 10. maddesi ise bu hakların kısıtlanmasının ayrımcılık suçu teşkil edebileceğine işaret etti. Ayrıca, Anayasa'nın 61. maddesi, sakatların korunması ve topluma intibaklarının sağlanması gerektiğini belirterek Sosyal Devlet ilkesinin önemini vurguladı.

Türkiye'nin taraf olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi de engellilerin eşitlik ilkesine uygun hareket etmelerini ve bağımsız yaşamlarını sürdürmelerini öngörmektedir. Bu çerçevede, engellilerin hareketlerini kolaylaştıracak araçlara erişimin sağlanması devletin yükümlülüğü olarak görülmektedir.

Çözüm önerileri arasında, araç takip sistemlerinin güçlendirilmesi ve kötüye kullanımı önleyici cezaların getirilmesi önerilmekte; bu sayede engellilerin haklarının korunması ve vergi gelirlerinin artırılması hedeflenmektedir.

Engelli hakları savunucuları, Bakan Şimşek'e ve hükümet yetkililerine ekonomik krizin faturasının engellilere yüklenmemesi gerektiğini hatırlatarak, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun hareket etme çağrısında bulunmuş ve haklarını savunma kararlılıklarını dile getirdi.

BİNGÖL (UHA) - AZİZ ÖNAL